Bediüzzaman Said-i kurdî
yüzyılımızın yetiştirdiği önde gelen İslâm mütefekkirlerinden biridir.

Keskin zekâsı, hârikulâde hâfızası ve üstün kâbiliyetleriyle çok küçük yaşlardan itibâren dikkatleri üzerinde toplayan Said Nursî,normal şartlar altında yıllar süren klasik medrese eğitimini üç ay gibi kısa bir zamanda tamamlamıştır.
Gençlik yıllarını alabildiğine haraketlibir tahsil hayatı ile değerlendirmiş; ilimdeki üstünlüğünü, devrininulemâsıyla çeşitli zeminlerde yaptığı münâzaralarda fiilen ispatlamıştır. Bu meziyetleriyle ilim çevresine kendisini kabulettirerek, Bediüzzaman" , yani "çağın eşsiz güzelliği" lâkabı ileanılmaya başlamıştır.
Said Nursî medrese eğitimiyle dini ilimlerde kazandığı ihtisası,çeşitli fenlerde yaptığı tetkiklerle tamamlamış; bu arada devrin gazetelerini takip ederek ülkedeki ve dünyadaki gelişmelerle ilgilenmiştir. Diğer taraftan, doğup büyüdüğü şark topraklarının sıkıntı ve problemlerini bizzat yaşayarak gören Said Nursî, en zarurîihtiyacın eğitim olduğu kanaatine varmış; bunun için de şarkta din ve fen ilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversite kurulmasını temin için yardım istemek maksadıyla 1907'de İstanbul'a gelmiştir.
İstanbul'da da ilim dünyasına kendisini kısa sürede kabul ettiren Bediüzzaman,çeşitli gazetelerde yazdığı makalelerle, o günlerdeOsmanlıyı ve İstanbul'u çalkalayan hürriyet ve meşrûtiyet tartışmalarına katılmış; meşrûtiyete İslam nâmına sahip çıkmıştır.1909'da patlak veren 31 Mart Olayında yatıştırıcı bir rol oynamış; buna rağmen, haksız ithamlarla Sıkıyönetim Mahkemesine çıkarılmış, ancak beraat etmiştir. Bu hadiseden sonra İstanbul'dan ayrılarak şarka geri dönmüştür.
O sıralarda çıkan Şeyh Said hâdisesiyle hiç bir ilgisi olmadığı,hattâ hâdise öncesinde kendisinden destek isteyen Şeyh Said'i bu niyetinden vazgeçirmeye çalıştığı halde, Bediüzzaman hâdise sonrasında,Van'da ikâmet ettiği uzlethanesinden alınarak Burdur'a, oradan da Isparta'nın Barla nâhiyesine götürülmüştür. Burada "mânevî cihad"hizmetini başlatmış, birbiri peşi sıra telif ettiği eserlerde îman esaslarını terennüm etmiştir. Bu eserler, îmanını tehlikede hisseden halkın büyük teveccüh ve rağbetine mazhar olmuş; elden ele dolaşarak hızla yayılmıştır.
O devrede elle yazılarak çoğaltılan eserlerin toplam tirajı 600.000'i bulmuştur. Başlattığı hizmetin halka mal olması,devrin idârecilerini rahatsız ettiğinden 1935'te Eskişehir, 1943'deAfyon, 1952'de de İstanbul mahkemelerine çıkarılmıştır. Bunlardan netice alınamamış, ancak Bediüzzaman yine rahat bırakılmamış;Kastamonu'da, Emirdağ'da, Isparta'da sıkı tarassud ve takip altında yaşamaya mecbur bırakılmıştır.
Ömrünün son günlerine kadar keyfî muâmele ve eziyetlerden kurtulamayan Bediüzzaman, buna rağmen, îman hizmetini büyük bir kararlılıkla devam ettirmiş; o zor şartlar altında telif ettiği 6000 küsur sayfalık Risâle-i Nur Külliyatı'nı tamamlamaya ve yaymaya muvaffak olmuştur.
Kur'ân'ı bu asrın idrâkine uygun ve ikna edici bir üslupla izah ve ispat eden ve vehbî olarak kaleme alınan bu eserler,onun çileli hayatını en güzel meyvesidir.
Ey Kürt Halkı!
İttifakta kuvvet, ittihatta hayat, kardeşlikte saadet, hükümette saadet vardır. İttihat bağını ve muhabbet ipini güçlü tutun. Ta ki sizi beladan kurtarsın. Bana iyi kulak verin, size bir şey söyleyeceğim; Biliniz ki, korumamız gereken üç cevherimiz vardır;
Birincisi:
İslamiyettir ki, binlerce şehidimizin kanı pahasına olmuştur.
İkincisi:
İnsaniyettir ki, halkın nazarında akla uygun hizmetle yiğitliğimizi ve insanlığımızı bütün dünyaya göstermeliyiz.
Üçüncüsü:
Milliyetimizdir ki, bize meziyet vermiştir. Bizden öncekiler iyilikleriyle yaşıyorlar. Kendine yetebilen, milliyetini koruyup onların ruhlarını kabirlerinde şad eder.
Bundan sonra bizi perişan eden üç düşmanımız vardır;
Birincisi:
Fakirliktir ki, İstanbul'daki kırk bin hammal buna delildir.
İkincisi:
Cehalettir ki, binimizin bir gazete okuyamaması bunun delilidir.
Üçüncüsü:
İhtilaf tır ki, kuvvetimizi kaybettiriyor, bizi terbiyeye müstehak kılıyor ve hükümet de kendi insafsızlığından bize zulmediyor.
Eğer bana kulak verdiyseniz, iyi bilin ki, bizim çaremiz şudur;
Biz üç elmas kılıcı elimize alalım ve düşmanı üstümüzden kaldıralım.
Birincisi:
Adalet, maarif ve okuma kılıcıdır.
İkincisi:
İttifak ve milli muhabbet kılıcıdır.
Üçüncüsü:
Kendine güven kılıcıdır.
Böylece herkes kendi işini yapsın. Sefiller gibi kimsenin gücünden ümit beklemesin ve sırtını ona dayamasın. Son vasiyetim;
Okumak ! Okumak ! Okumak !
( Xwandin ! Xwandin ! Xwandin ! )
El ele vermek El ele vermek ! El ele vermek !
( Destêhevgirtin ! Destêhevgirtin ! Destêhevgirtin ! )
KÜRTÇESİ
Bedîüzzeman Mela Seîdê Kurdî'nin Nesayîhî: Şîretên Bedîuzzeman Mela Seîdê Kurdî Ey gelî Kurdan!
Îttîfaqê de quwwet, îttihadê de heyat, di biratiyê de se'adet, hukumetê de selamet heye.
Kabika Îttihadê û şirîta muhebbetê qewî bigrin da we ji belayê xelas ke.
Qenc guhê xwe bidinê, ezê tiştekî ji we re bibêjim:
Hûn bizanin ku sê cewherên me hene, hifza xwe ji me dixwazin.
Yek, Îslamiyete, ku hezar hezar xûna şehîdan e buhayê wê dane.
Ê duduwan, Însaniyet, ku lazim e em nezera xelqê de bi xizmeta 'eqlî, ciwanmêranî û însanîyetîya xwe nîşanî dunê bidin.
Ê sisiyan, Milliyeta me ye, ku mezîyetê da me; ê berê ku bi qencîya xwe sax in , em bi karê xwe bi hifza mîllîyeta xwe, ruhê wan qebra wan de şad bikin. Piştî wê, sê dujminê me hene, me xerab dikin. Yek: feqîrtî ye. Çil hezar hemmalê Îstembolê delîlê wê ye. Ê duduwan: Cehalet u bexwendıni ku hezar ji me da yek "qazete" nikanin bixwînin delîla wê ye.
Ê sisiyan: Dıjmını u ixtilaf e ku ev 'edawet quweta me wunda dike, me jî musteheqî terbîyê dike û hukumetê jî ji bêînsafîya xwe zulm li me dikir.
Ku we ew seh kir, bizanin çara me ew e, ku em sê şûrê elmas bi destên xwe bigrin, ta ku em hersê cewherên xwe ji destên xwe nekin! Hersê dijminê xwe ser xwe rakin.
Û şûrê 'ewwil: Me'rifet u xwandın e.
Ê duduwan: Îttifaq u muhebbeta milli ye.
Ê sisiyan:Însane şuxla xwe bı nefsa xwe bıke û mîna sefîlan ji qudreta xelkê hêvî neke û pişta xwe nedê. Wesîyeta paşê: Xwandin ! xwandin ! xwandin !
Destêhevgirtin ! Destêhevgirtin ! Destêhevgirtin !
Kürd Teavün ve Terakki Gazetesi , İstanbul, Sayı, 1, Tarih, 1908
Yorum Gönder